En baştan bilmeniz gerekeni söyleyeyim: Eğer yazmak bir dürtü değilse, kendinizi ifade etmek derdinde değil de sadece bir hevesse, boş verin. Yazıdan kişisel beklentileriniz varsa, yine boş verin. Katlanacağınız zahmet, harcayacağınız zaman hiçbirini karşılamaz. Sabırlı değilseniz, disiplinli çalışmayı göze alamıyorsanız, sözcüklerle yatıp sözcüklerle kalkmıyorsanız, hele ki okumayı sevmiyorsanız hiç çabalamayın. Hiçbiri bana uymuyor, diyorsanız başlıyoruz.
ilk adım: Yazın. Niceliğine bakmadan bir duygu ya da olay ekseninde her ayrıntıya değinerek yazın. Artık o konuda sözünüz bitince noktayı koyun ve bir kenara kaldırın. Yeni bir konuya geçin ve yazın. Tıkandığınız yerde bırakın. Alman Walter Benjamin, “Kötü yazar, aklına gelen şeyin peşinde helak olan kişidir.” diyor. Zaman içinde yorulacak, lüzumsuz ifadelerden kaçınmaya başlayacaksınız, yazınız sadeleşecek. İşte o zaman yazarlığa ilk adımı atmış olursunuz. ilk kural kendiliğinden çıktı ortaya: Yazı gereksiz sözcükleri sevmez.
